Sünnet ve kaza namazında niyet Sual: Sünnetleri kılarken kaza namazına nasıl niyet edilir?
CEVAP
Kaza namazlarını kılıp bir an önce farz borcundan kurtulmak lazımdır. Fırsat buldukça kaza namazı kılmalıdır. Hesabın kolay olması için, sünnetleri kılarken kazaya da niyet edilirse ve aşağıda bildirildiği gibi kılınırsa, bir günlük kaza namazı kılınmış olur.
Sabah namazının sünnetine vacib diyen âlimler de olduğu için sabah namazının sünnetine sünnet diye niyet etmelidir.
Öğle namazının ilk dört rekat sünnetini kılarken, (İlk kazaya kalmış öğle namazının farzını ve öğlenin ilk sünnetini kılmaya) diye niyet edilir. Aynen farz gibi kılınır. Son iki rekatta zamm-ı sure okunsa da olur, okunmasa da olur. Çünkü dört rekatlı farz namazların son iki rekatında zamm-ı sure okumakta mahzur yoktur.
Öğle namazının son sünnetini kılarken, (İlk kazaya kalmış sabah namazının farzını ve öğlenin son sünnetini kılmaya) diye niyet edilir.
İkindi namazının sünnetini kılarken de, (İlk kazaya kalmış ikindi namazının farzını ve vaktin sünnetini kılmaya) diye niyet edilir.
Akşam namazının sünnetini kılarken, (İlk kazaya kalmış akşam namazının farzını ve vaktin sünnetini kılmaya) diye niyet edilir ve [akşam namazı gibi] üç rekat kılınır. Üç rekat nafile olmadığı için, böyle niyet uygun olmaz sananlar var. Peygamber efendimiz, akşamın farzından sonra 2, 4, 6 rekat sünnet kılmıştır. Bir kimse de akşamın farzından sonra herhangi bir namaz kılarsa, bu sünneti yerine getirmiş olur.
Yatsı namazının ilk sünnetini kılarken, (İlk kazaya kalmış yatsı namazının farzını ve vaktin sünnetini kılmaya) diye niyet edilir.
Yatsının son sünnetini kılarken de, (İlk kazaya kalmış vitir vacibi ve yatsının son sünnetini kılmaya) diye niyet ederek üç rekat vitir namazı kılınır. Burada da farzdan sonra, bir namaz kılındığı için sünnet yerine gelmiş olur.
Böylece bir günlük kaza namazı kılınmış olur, sünnetler de terkedilmiş olmaz. Bir kişi, böyle kaza kılarken vaktin sünnetine diye niyet etmese de yine sünneti terk etmiş olmaz. Çünkü sünnet, vaktin farzından başka bir namaz kılmak demektir. (N. Fıkhıyye)
Kaza namazı her zaman kılınır. Sadece akşama 45 dakika kala, güneş doğduktan sonra 50 dk geçinceye kadar ve öğleye 20 dk kalınca kaza kılınmaz. Bunun haricinde her zaman kaza kılınır.
Cumanın sünnetlerini ve teravih namazını, kuşluk, evvabin, teheccüd gibi nafile namazları kılarken de aynı şekilde niyet edilir. Mesela gece kalkan kimse, abdest aldıktan sonra, (İlk kazaya kalan � namazının farzını ve teheccüd namazı ve sübha namazı kılmaya) diye niyet edebilir.
İstihare namaz, hacet namazı gibi nadiren kılınan istisna nafile namazlarda, küsuf ve husuf namazları cemaatle kılındığı zaman, kazaya niyet edilmez. Bunlar ne namazı ise o niyetle, yani nafile niyetiyle kılınır.
Kaza kılarken erkeklerin ezan ve ikamet okuması sünnettir. Birden fazla kaza namazı kılarken, her defasında ezan okunmasa da olur. İkameti okumalıdır.
Cumanın ilk sünnetini kılarken, (Cumanın sünnetini ve ilk kazaya kalmış öğle [ikindi veya yatsı] namazının farzını kılmaya) diye niyet edilir. Cumanın farzından sonra 10 rekat namaz kılınır. Bunun ilk dört rekatını kılarken, (Cumanın son sünnetine ve ilk kazaya kalmış öğle [ikindi veya yatsı] namazının farzını kılmaya) diye niyet edilir. İkinci dört rekatı kılarken, (Vaktine yetişip kılmadığım son öğle namazının farzını kılmaya) diye niyet edilir ve farz gibi kılınır. Buna zuhr-i ahir namazı denir, mutlaka kılmalıdır. Cuma namazı kabul olmazsa, bu namaz o günün öğle namazı yerine geçer. Sonra iki rekat daha kılınır, buna da (Vaktin son sünnetini ve ilk kazaya kalmış sabah namazının farzını kılmaya) diye niyet edilir.
Teravih namazını cemaatle kılmak, sünnet-i kifayedir. Yani, cemaatle kılanlar varsa, bu sünnet yerine gelmiş olur. Teravih kılarken, kazaya da niyet etmelidir. (İlk kazaya kalan � namazına ve teravih namazına) diye niyet edilir. Teravih namazı da, bir günlük kaza namazı da, 20 rekat olduğu için, bir günlük kaza kılan, teravihi de kılmış olur. Kaza kılarken, teravih dualarını da bunların arasında okuyabilir.
Camide veya evde, cemaat ile teravih kılındığı zaman, kaza borcu olan veya imamın namazının sahih olduğuna güvenmeyen kimse, namaza yeni başlayanlara önayak olup, onları namaza alıştırmak ve dedikodu, fitne çıkmasını önlemek için, cemaat ile teravih kılar. Fakat, bu imama uymaz. Niyet etmiş görünür. Kendisi, yapabilirse kaza kılar. İmam, iki rekatta bir selam veriyorsa, sabah namazı farzlarını, dört rekatta bir selam veriyorsa, diğer farzları kaza etmeğe de niyet eder. Kaza namazına da niyet edince, imamın hareketlerine uyamaz ise, yalnız teravih kılmaya niyet ederek böyle imama da uyar. Fakat, imama uymaya niyet etmeden, imamla birlikte hareket ederek kaza kılmak zor olduğu için, camiye gitmek zorunda kalan, yalnız teravih kılmaya niyet ederek imama uyar. Şafii�de ise, başka namaz kılan imama uymak caiz olduğu için, teravih kılan imama uyarak kaza namazı kılabilir.
Sual: Diğer sünnetleri kılarken kazaya niyet ettiğimiz halde sabahın sünnetini kılarken niye kazaya da niyet etmiyoruz?
CEVAP
Sabahın sünneti, diğer sünnetlere göre çok kuvvetlidir. Bazı âlimler vacib olduğunu bildirmişlerdir. Bunun için özür yokken sabahın sünnetini oturarak veya hayvan üzerinde kılmak caiz değildir. (Dürr-ül-muhtar)
Nafileleri özürsüz oturarak kılmak caizdir. Yalnız sabah namazının sünneti bundan müstesnadır. (Merakıl-felah)
Nihaye, Hazain ve diğer kitaplara göre, sabah namazının sünnetinin vacip olduğunu bildiren âlimler vardır. (Redd-ül-muhtar)
Hadis-i şeriflerde de buyuruluyor ki:
(Sizi atlılar kovalasa da, sabahın iki rekat sünnetini bırakmayın.) [Ebu Davud]
(Vitir ile sabah namazının sünneti bana farzdır.) [İ. Ahmed, Taberani]
(Sabah namazının iki rekat sünneti dünya ve içindekilerden daha hayırlıdır.) [Müslim, Tirmizi, İ.Ahmed]
Hazret-i Aişe validemiz, (Resulullah, sabah namazının iki rekat nafilesine [yani sünnetine] diğer nafilelerden daha çok önem verirdi) buyurdu. (Buhari)
Resulullahın, sabahın farzından önce iki rekat nafileden sonra, öğlenin farzından önce de dört rekat nafile namaza da önem verdiği bildirildi. (Buhari)
Yukarıda bildirilen sebeplerden dolayı, sabah namazının sünneti yerine kaza kılınmamaktadır.
Farz borcu olanın sünnet kılması |
Sual: Kaza namazı borcumuz var iken, duha ve tesbih gibi nafile namazları kılmak caiz mi? CEVAP Namazın kazaya kalma sebebi önemlidir. Eğer namaz şer�i bir özürle kazaya kalmışsa, mesela, seferde; sel, yırtıcı hayvan, eşkıya, anarşist gibi bir tehlike varsa, namazı oturarak veya hayvan üzerinde ima ile de kılmak mümkün değilse, annenin veya çocuğunun telef olacağı zaman ebenin ve acil ameliyatlarda doktorun müdahalesi esnasında kılınamamışsa ve uyku, unutmak gibi bir özürle namaz kaçırılmışsa, kazayı önce kılmak gerekmez, bahsedilen nafile namazları kılmakta hiç mahzur olmaz. Çünkü namazın bu özürle kazaya kalması günah değildir. Böyle bir özürle kaçırılan namazlara faite namaz denilmektedir. Çünkü, bir Müslüman namazlarını terk etmez. Ancak yukarıda bildirilen bir özür ile kaçırabilir. Bir özür ile kaçırılmış namaz ile özürsüz, kasten terkedilmiş namazın hükmü aynı değildir. Namazları, bir özürle fevt ederek kazaya bırakmak günah olmadığı için, bunların kazalarını, nafile kılacak kadar geciktirmek de günah olmaz. (Redd-ül muhtar, Halebi, Hindiyye) Terk edilmiş namazın hükmü ise şöyledir: Büyük âlim İbni Nüceym�e soruldu ki, kaza namazı olan kimse, sünnetleri kılarken kazaya niyet ederek kılsa, sünnetleri terk etmiş olur mu? Cevabında, (Sünnetleri terk etmiş olmaz. Çünkü sünnetleri kılmaktan maksat, o vakit içinde farzdan başka bir namaz daha kılmaktır. Kaza kılmakla, sünnet de yerine getirilmiş olur.) [Nevâdir-i fıkhiyye fi mezheb-il-eimmet-il Hanefiyye s.36] Hamza Efendi hazretlerinin Bey� ve Şir�a risalesinin şerhinde, (Kaza borcu var iken, nafile kılmak ahmaklıktır) buyuruluyor. Sünnetlere nafile denir. Seyyid Abdülhakim Arvasi hazretleri buyuruyor ki: (Kaza borcu olan, sünnetleri kılarken, kazaya da niyet etmelidir.) Hazret-i Ebu Bekir, Hazret-i Ömer�e yaptığı vasiyetinde, (Farz olan ibadetler ödenmeden nafileler kabul olmaz) buyurdu. (Kitab-ül Harac) Peygamber efendimiz buyuruyor ki: (Kaza namazı olanın, kıldığı nafile namaz kabul olmaz.) [Dürret-ül-fahire] (Herkes nafile ile meşgul iken sen farzları tamamla!) [Miftah-ün-necat] (Hak teâlâ, farz ibadetle bana yaklaşıldığı gibi, hiçbir şeyle yaklaşılamaz buyurdu.) [Buhari] (Farz namaz borcu olanın nafile kılması, doğurmak üzere olan hamileye benzer. Doğumu yaklaşmışken, çocuğu düşürür. Artık bu kadına, hamile de, ana da denmez. Bu kimse de böyle olup, farz namazlarını ödemedikçe, nafile namazları kabul olmaz.) [Fütuh-ul gayb m.48] Bu kitabı şerh eden Hanefi âlimi Abdülhak-ı Dehlevi, (Bu hadis, farz borcu olanın, sünnetlerinin de kabul olmayacağını bildiriyor) buyuruyor. Abdülkadir-i Geylani hazretleri (Farz borcu varken sünnet ile meşgul olmak ahmaklıktır. Çünkü sünnetleri kabul olmaz) buyuruyor. (Fütuh-ul gayb ve şerhi) Farzın yanında nafile ve sünnet, deniz yanında bir damla bile değildir. (Mekt. Rabbani) Bu vesikalara rağmen, Allah�ın emri olan farzı bıraktırıp, Duha, Tesbih, Teheccüd gibi nafileleri kıldırmaya çalışıyorlar. Bir kimse, ömründe hiç nafile kılmasa, ahirette ceza verilmez. Fakat bir farzı terk etmenin cezası çok büyüktür. Düşman karşısında, bir farz namazı kılmak mümkün iken, terk etmenin cezası, 700 büyük günaha bedeldir. (Câmi�-ül-fetâvâ) O halde Resulullah efendimizin emrine uyup bir an önce kazaları bitirmeye çalışmalıdır. |
Bir iş için birkaç niyet Sual: Bir iş için birkaç niyet edilir mi? Mesela teheccüd kılan kaza ve sübha namazına da niyet eder mi?
CEVAP
Evet iyi olur. Camide oturmak taattir. Caminin Allahü teâlânın evi olduğunu düşünerek giren, onu ziyarete de niyet ederse sevabı daha çok olur. Namaz kılmayı beklemek için, camide itikaf edip ahireti düşünmek için, vaaz dinlemek için de niyet ederse, her niyeti için ayrı sevaba kavuşur. Bunun gibi, bu kimse, sünnet olduğu için koku sürünür, şık giyinirse, camiye saygı için, camideki müslümanları incitmemek için, temiz olmak, sıhhatli olmak için, İslam�ın vakarını, şerefini korumak için niyet edince, her niyeti için ayrı sevap kazanır.
İbni Âbidin hazretleri buyuruyor ki:
(Sünnet namazlar da nafiledir. Camiye girince, iki rekat namaz kılmak sünnettir. Buna Tehıyyat-ül-mescid denir. Camiye girince, farz veya sünnet kılmak bunun yerine geçer. Başka namaz kılarken tehıyyat-ül-mescid için de ayrıca niyet gerekmez ise de, niyet edilirse iyi olur.) [Redd-ül Muhtar s.710]
Sünnet kılarken kazaya da niyet edince kaza da sünnet de kılınmış olur. (Necat-ül müminin s.90)
Sünnet kılarken kazaya da niyet gerekir. (Ramiz-ül-mülk Trablus Fetva emini)
Tatarhaniyye�de, (Sünnet kılarken kazaya da niyet daha iyidir) deniyor. (Uyun-ül-besair s.103)
İlk veya son sünnet demeden hepsini farz diye niyet ederek kılanın namazı sahih olur. Çünkü, sünnete, farz diye niyet edilirse, sünnet sahih olur. İlk kıldığı farz, sonraki sünnet olur. (Fetava-i kübra)
Resulullah, beş vakit namazın sünnetlerini kılarken, yalnız, (Allah rızası için namaz kılmaya) derdi. Sünnet demezdi. Farzdan başka namaz kılınca sünnet de kılınmış olur. (Halebi-yi kebir)
Öğlenin farzına dururken, hem farz, hem de sünneti olarak iki niyet yapılırsa, iki imama göre, yalnız farz kılınmış olur. İmam-ı Muhammed�e göre ise, o namaz sahih olmaz. Çünkü, farz ile sünnet ayrı cinsten iki namazdır. İki imama göre, farzı kılınmış olur. Halbuki, camiye girince kılınan herhangi bir namaz, tehıyyat-ül-mescid yerine de geçtiği için, farz kılarken tehıyyat-ül-mescid olarak da niyet etmek de caiz olur. Yalnız farza niyet edince de, iki namaz birlikte kılınmış olur. (İbni Âbidin)
Sünnet, farzdan başka kılınan namaz demek olduğu için, sünnetin kazaya benzerliği tehıyyat-ül-mescid namazının farza benzerliği gibidir. Yani, sünnet kılarken vaktin farzına niyet edilmez ama, kazaya kalmış bir namaza veya başka bir nafileye de niyet edilebilir. (İslam Ahlakı, Tahtavi)
Sünnet yerine kaza kılan, sünneti terk etmiş olmaz. Vaktin farzını kılarken, sünnete de niyet edilirse, sünnet sahih olmaz. Fakat, kaza kılarken sünnete de niyet etmek sahih olur. (Eşbah)
Nafile kılmak isteyen, önce namaz kılmayı adamalı, sonra, nafile yerine, bu adak namazı kılmalı. Sünnet namazları adadıktan sonra kılan, bu sünnetleri kılmış olur. (Dürr-ül Muhtar s.458)
Nezr edilen namazı kılmak vacip olduğu için, vacip sevabı hasıl olur. Sünnet yerine, nezr olunan namaz kılınınca, sünnet de kılınmış olur. (Redd-ül Muhtar)
Sünnetleri önceden nezr edip de, nezir olarak kılmak daha iyidir. (Halebi, Merakıl-felah)
Öğle sünnetini kılmadan önce (4 rekat namaz kılmak nezrim olsun) dense, sonra nezir olarak kılınsa, hem vacip sevabı kazanır, hem de öğle namazının sünneti kılınmış olur. Kulun, kendine vacip ettiği namazı kılması ile, sünnet terk edilmiş olmayınca, farz olan namazı kılınınca, sünnet elbette terk edilmiş olmaz. Hem kaza kılınmış olur, hem de sünnet kılınmış olur. (Seadet-i Ebediyye)
Birkaç niyetli namaz
Sual: Birkaç niyet isimli yazıda, camiye girince, ilk sünneti kılarken tehıyyat-ül mescide, yeni abdest alınmışsa sübha namazına, yolculuğa çıkılacaksa, tehıyyat-ül menzile de niyet edilebilir denmişti. Peki camiye geldiğimizde ikindinin ve yatsının farzı kılınırken de bu şekilde niyet edebilir miyiz?
CEVAP
Evet niyet edilebilir. Böylece niyet sevabı da alınır. Vaktin sünneti ile vaktin farzına birlikte niyet edilmez. Mesela öğlenin sünnetine veya farzına dururken, hem farz, hem de sünnete diye iki niyet edilirse, imam-ı Muhammed�e göre ikisi de sahih olmaz, imam-ı a�zam ile imam-ı Ebu Yusuf�a göre ise sadece farz kılınmış olur. Ama yukarıda bildirilen namazlara niyet edince, her üç imama göre de sahih olur.
Bir namazda iki üç niyet
Sual: Kazası olan bir kimse, sünnetleri kılarken sadece kazaya niyet etse, sünnete niyet etmese, yine sünnet kılınmış olur mu? Eğer cevap evet ise, o zaman niyet etmenin faydası ne oluyor?
CEVAP
Peygamber efendimiz, farzlardan önce veya sonra nafile namaz kılardı. Allah rızası için namaza diye niyet ederdi. Peygamber efendimiz, farzlardan önce veya sonra nafile namaz kıldığı için bize bu namazları kılmak sünnet olmuştur. Yani farzlar ile beraber kılınan sünnetlerin hepsi nafiledir. Sünnet diye niyet etmek şart değildir, nafile dense de, Allah rızası için namaza... dense de olur.
Şimdi biz, farzın yanında nafile veya kaza namazı kılsak yine o sünneti işlemiş oluyoruz. Gece teheccüd namazı için kalkıp iki rekat nafile namaz kılsak, sonra baksak ki, sabah namazının vakti girmiş, artık sünnet kılamayız, kıldığımız iki rekat nafile sünnet yerine geçer. (Eşbâh)
Sünneti de kılmaya diye niyet edince, niyetin sevabını da alıyoruz. Yeni abdest alınca mesela öğlenin sünnetini kılmaya başlarken, hem abdest için şükür namazına, camide kılıyorsak, hem de tehıyyat-ül-mescid namazına, kazamız varsa hem de kaza namazına ve vaktin sünnetine diye niyet etmemiz iyi olur. Böylece sevaplar fazlalaşır. Burada sadece vaktin sünneti ile vaktin farzına aynı anda niyet etmek caiz olmaz.
İbni Âbidin hazretleri, (Tehıyyat-ül-mescid) namazını anlatırken buyuruyor ki:
Öğlenin farzına dururken, hem farz, hem de sünneti olarak iki niyet yapılırsa, iki imama göre, yalnız farz kılınmış olur. İmam-ı Muhammed�e göre ise, o namaz kabul olmaz. Çünkü, farz ile sünnet ayrı cinsten iki namazdır. Camiye girince kılınan herhangi bir namaz, tehıyyat-ül-mescid yerine de geçtiği için, farz kılarken tehıyyat-ül-mescid olarak da, ayrıca niyet etmek, imam-ı Muhammed�e göre de caiz olur. Yalnız farza niyet edince de, bu iki namaz birlikte kılınmış olur. (Redd-ül Muhtar)
Kaza namazı ile sünnet, vaktin farzından başka bir namaz olduğu için, tek bir namaz iki niyet ile kılınır.
Sual: Bir takvim yaprağında, (Kaza ile sünnete birlikte niyet edilmez) diyor. Doğru mudur?
CEVAP
Fıkıh kitaplarında (Vaktin farzı ile vaktin sünnetine birlikte niyet edilmez. Niyet edilirse farz kılınmış olur, sünnet sahih olmaz) diyor. Ama kaza namazı ile vaktin sünnetine niyet edilir. Hatta kaza namazı ile sübha namazına, tehıyyat-ül mescid namazına, kuşluk namazına, teheccüd namazına ve diğer nafile namazlara niyet edilirse hem o nafile kılınmış olur, hem de kaza namazı. Bazı cahil ve art niyetli kimseler, (Vaktin farzı ile vaktin sünnetine birlikte niyet edilmez) kaidesini kaza ile vaktin sünnetine de edilmez diye uydurup yalan söylüyorlar. Hiçbir din kitabında öyle bir şey yoktur. Kaza namazı ile vaktin sünneti dahil, her türlü nafile namaza niyet etmek sahihtir.
Bir namazda birkaç niyet
Sual: Yeni abdest alarak camiye girip imamla beraber yatsının farzını kılarken, sübha namazına da niyet edilebilir mi?
CEVAP
Evet, niyet edilebilir. Ayrıca camiye girince tehıyyet-ül-mescit namazına, sefere çıkılacaksa, tehıyyet-ül-menzil namazına da niyet edilebilir.
Vaktin farzı ile vaktin sünnetine birlikte niyet edilmez. Niyet edilirse sadece farz kılınmış olur. Sünnet kılınmamış olur. Fakat camiye girince kılınan farz veya sünnet herhangi bir namaz, tehıyyet-ül-mescit yerine de geçer. Ancak tehıyyet-ül-mescit için de niyet edilirse, niyet etmek sevabı da alınır. (Redd-ül-muhtar)
Vaktin sünnetini kılmaya başlarken, vaktin farzı hariç, kaza namazına, yeni abdest alınmışsa sübha namazına, camide ise tehıyyet-ül-mescit namazına, sefere çıkılacaksa tehıyyet-ül-menzil namazına da niyet edilebilir.
Sual: Abdest alıp camiye giren kimse, öğlenin sünnetine değil de, bir kaza namazına niyet etse, hem öğlenin sünneti, hem sübha namazı, hem tehıyyet-ül-mescid namazı da kılınmış olur mu?
CEVAP
Evet, bunlara ayrıca niyet etmese de, hepsi kılınmış olur. Ama niyet edilirse ayrıca niyet sevabı da alınmış olur. Onun için sünneti kılarken, (İlk kazaya kalmış öğlenin farzını, vaktin sünnetini, sübha namazını ve tehıyyet-ül-mescid namazını kılmaya) diye niyet ederek kılmalı, niyet sevabından mahrum kalmamalıdır.
Farz, sünnet ve kaza namazı
Sual: Tam İlmihal�de, (Farz namaz ile sünnet namaz birbirinden başka oldukları için, farzı kılarken, sünnete de niyet etmek caiz olmuyor. Yani sünnet sahih olmuyor. Kaza namazı ile sünnet namaz birbirlerinden başka olmadıkları için, kaza kılarken sünnete de niyet etmek sahih oluyor) deniyor. Kaza namazı ile sünnet namaz ne bakımdan aynıdır, vaktin farzını kılarken niye vaktin sünnetine de niyet edilmez?
CEVAP
Resulullah efendimiz, farzlardan önce veya sonra, bazılarında hem önce hem sonra, nafile namaz kılmıştır. Farzın yanında bir namaz daha kıldığı için bize de sünnet olmuştur. Yani sünnet olan, farzdan başka ayrıca namaz kılmaktır. Hem vaktin farzına, hem vaktin sünnetine birlikte niyet edilemez. İkisi farklı namazlardır. Ayrı ayrı kılınır.
Nafile namazları için de, kaza namazları için de, belli bir vakit yoktur. Bundan dolayı, nafile olsun kaza olsun, bir vakitte farz namazdan başka herhangi bir namaz kılınınca, mesela sünnetleri kılarken, kazaya da niyet edilirse, sünnet de yerine gelmiş olur.
Farz borcu varken Sual: Zekat borcu varken sadaka vermek, Ramazandan oruç borcu varken nafile oruç tutmak ve diğer farz borcu varken nafilesini yapmak caiz midir?
CEVAP
Caiz değildir. Çünkü farzın önemi büyüktür. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(En faziletli cihad farzları ifa etmektir.) [İ. Ahmed]
(Herkes nafile ile meşgul iken, siz farzları yapmaya çalışın!) [Miftah-ün-necat]
(Farzı yapmakla Allah�a yaklaşıldığı gibi, hiçbir şeyle yaklaşılamaz.) [Beyheki]
(Farz namaz borcu olanın, nafile namazı kabul olmaz.) [Dürret-ül fahire]
(Kıyamette önce namazdan sorulur. Namaz doğru kılındı ise, kurtulur, namaz bozuksa perişan olur.) [Hakim]
Hazret-i Ebu Bekir, Hazret-i Ömer'e yaptığı vasiyette buyurdu ki:
(Allah�ın gece yapman gereken hakkını gündüz yapsan ve gündüz yapman gerekeni de gece yapsan kabul etmez. Üzerine farz olan ibadetleri ödemeden nafile ibadetini kabul etmez.) [Kitab-ül Harac]
İmam-ı Rabbani hazretleri buyurdu ki:
(Nafilelerin farzlar yanındaki değeri, okyanus yanında bir damla gibi bile değildir.) [m. 260]
(Nafile ibadet, bir farzı terk etmeye sebep olursa, ibadet olmaz, zararlı olur.) [m. 123]
Şu halde, bir insanın bir milyon lira zekat borcu olsa, bu farz borcunu ödemeden, bir milyon cami yaptırsa, milyonlarca insana, milyarlarca sadaka verse kabul olmaz.
Hiçbir mazereti yokken, Ramazan-ı şerifte bir gün oruç tutmayan, ömür boyu nafile oruç tutsa kabul olmaz. Hatta Ramazandaki farz orucunu kaza ettikten sonra, yine her gün oruç tutsa, Ramazan-ı şerifte tutmanın sevabına kavuşamaz. Kaza edince, yalnız borçtan kurtulur. Ramazanda tutmuş gibi sevap kazanamaz. Çünkü Peygamber efendimiz buyuruyor ki:
(Ramazanda bir gün oruç tutmayan, onun yerine bütün yıl oruç tutsa, o bir günkü sevaba kavuşamaz.) [Tirmizi]
Seyyid Abdülkadir-i Geylani hazretleri buyurdu ki:
(�Farz namaz borcu olanın nafile kılması, doğurması yakın hamileye benzer. Doğumu yakınken, çocuğu düşürür. Artık bu kadına, hamile de, ana da denmez. Bu kimse de böyle olup, farz namazlarını ödemedikçe, Allah, nafile namazlarını kabul etmez� hadis-i şerifi gösteriyor ki, farz borcu varken nafile ile meşgul olmak ahmaklıktır. Kaza borcu olanın nafile kılması, alacaklıya, borçlunun hediye götürmesine benzer ki, elbette kabul olmaz. Mümin, bir tüccara benzer, farzlar sermayesi, nafileler ise kazancıdır. Sermaye kurtarılmadan kâr olmaz.) [Fütuh-ul-gayb m. 48]
Yolculuğa çıkarken iki rekat namaz kılmalıdır! Kazaya kalmış namazı varsa, kaza kılmalıdır! Çünkü kaza borcu var iken, nafile kılmak ahmaklıktır. (Bey ve Şir�a risalesi)
Dört mezhebin fıkıh bilgilerinde mütehassıs olan Seyyid Abdülhakim Arvasi hazretleri, (Yıllarca kaza borcu olan, sünnetleri kılarken, kaza namazına niyet ederek kılmalıdır. Böyle niyet etmek, dört mezhepte de gerekir) buyuruyor.
Sünnetleri kılarken kaza namazına da niyet etmek gerektiği, Trablus Fetva emini Ramiz-ül-mülk'ün, Eşşihab'daki fetvasında da bildirilmektedir. Tatarhaniyye'de, (Sünnet kılarken kaza namazına da niyet etmek daha iyidir) deniyor. (Uyun-ül-besair s. 103)
Sünnetleri kılarken, kazaya niyet edilirse, sünnetler de kabul olur. (Fetava-i kübra)
not:Hadis ve alimlerin fetva kaynaklarına dikkat ediniz.Hepsi kaynaklıdır
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder